Kalbin özüne inmek, gücünü mükemmel düzeye çıkartarak zende kalabilmek. İşte bir savaşçı için en önemli unsurların temeli budur. Erdemlik.
Bir savaşçı tüm hislerini ve uzuvlarını bir savaş aleti olarak görmelidir. Toprağa bastığında yerküreyi tanımalı, suya elini sürdüğünde akıp gitmeli, Ateş gibi görüp, Hava gibi hissedebilmelidir. Tüm bedeni çevresi ile bir ahenk içerisinde olmalıdır.
Eski zamanın güçlü savaşçıları için meditasyon şart olan bir disiplindir. Tüm bedenin ve ruhun tek bir enerjide bütünleşebilmesi için ilk eğitim odaklanmaktır. Ve bu da meditasyon ile mümkündür. Savaşçı meditasyonunda chi enerjisi uyarılır ve bu konuda ki ilk ders chi enerjisini kontrol altında tutmayı öğrenmektir. Bu da zen meditasyonu ile mümkündür. Chi, yaşamdan akan ve yaşama ait olan bir enerjidir. Tüm şakralarımızın ihtiyacı olan chi enerjisinin rolü çok büyüktür.
Bu uygulamada sıralama önemlidir ve bir önceki sıralamada tecrübe sahibi olmadan bir sonra ki aşamaya geçmek tehlikelidir. Enerjiyi dengelemek ve onu vücudumuzda bölümlere paylaştırmak sanıldığı kadar kolay değildir. Ve bu yolda tüm basamakları tamamlasanız bile “evet artık tecrübe sahibiyim” deme şansınız yoktur. Siz bir ateşe sahip olacaksınız, fazlası yangına, azı üşümenize sebebiyet verecektir. Bu nedenle “denge” çok önemlidir.
Uygulama sırası ile:
Hava Gibi Hisset: Çevremizde ki tüm olup bitenleri, tenimize değen rüzgardan, saçımızın hangi yöne hareket ettiğini dahi hissedecek düzeyde bir odaklanma farkındalığı kazanmaktır. Koşan bir çocuğun ayak seslerini duyarak, kalp atışımızı hissedebilmektir. Bedenimizin seslere verdiği tepkinin farkında olmaktır. Her kazanılan bir farkındalık hislerimizde artış sağlayacaktır. Henüz biz dönüp bakmadan, bedenimiz görecek, duyacak ve hissedecektir. Tüm benliğimiz hava gibi her yerde tüm enerji ile birlikte bütünleşecektir.
Su Gibi Şekilsiz Ol: Zihni çevreleyen tabular ve korkulardan tamamen arınmaktır. Her bir korku, ayağımıza vurulan bir prangadır. Ve ne kadar çok korkumuz varsa o kadar esaret altındayızdır. Esaret altında ki bir zihin bedeni de çürütmeye başlar. Görünmez engeller yüzünden “imkansız”‘a alışır ve sizin için imkansız olan o adım; evet imkansızdır. İkinci öğreti su gibi şekilsiz olmak. Bir ırmak gibi düşünce ve korkularımızın akıp gitmesine izin vermek ve bir okyanus gibi derinlerde olmak. Suyun gücüyle zihnimizi yıkamaktır.
Ateş Gibi Gör: Ateş; Kundalini ve Chi’nin üstadı. Yaşam kaynağımız. Ateş gibi görmek; karar alma mekanizmamızı hızlandırmak ve olumlu riskler almaktır. Burada ki olumlu riskten kasıt bedenimizde chi enerjisinin yükselmesine izin vererek güçlenmek ve uygulamaya geçmektir. Bu bir düşünce veya dövüş sanatlarında ki bir hareketiniz, bir dans stüdyosunda ki eğitiminiz ile bir doğa tırmanışı bile olabilir. Burada ki önemli nokta aktif enerji ile birlikte harekete geçmek ve hızlı karar alabilmektir.
Toprak Gibi Dinle: Yerküremiz, yegane eğiticimiz. En büyük üstadımız, konağımız ve ruhumuz. Toprak gibi dinlemeyi öğrenemezseniz hiç bir aşamada başarılı olamazsınız. Egonun sert bir kayaya çarptığı nokta ise işte burasıdır. Meditasyonun özü ve kendimizi teslim ettiğimiz yer, burasıdır. Ayaklarımızı yere bastığımızda, yerkürenin kalp atışlarını hissedebilmek ve enerjiyi çekebilmek artık gelmek istediğimiz düzeye yaklaştığımızı gösterir. Sakin ve sağlam. Bereketli ve ketum. Sessiz ve güçlü. Her bir duruşumuz da enerjiyi tekrar ve tekrar bedenimize aktarmayı ve güçlü devamlılığı sağlayabilmektir.
Savaşçı meditasyonu oldukça etkili bir meditasyon tekniğidir. Chi enerjisi aktif olarak kullanılacağı için yaşam biçimi haline getirilmesi gibi bir zorunluluğu vardır. Bu sebeple bu meditasyon tekniğini yaşam biçimi haline getiremeyecekler için bu eğitimi alması önerilmez. Aktif olacak bir enerjiyi kontrol altında tutmak, onu kullanabilmekten çok daha önemlidir. Kontrol altında tutabilmekte disiplinli bir çalışma ile mümkündür. Çalışmanızı ne kadar düzenli yaparsanız enerjiniz ve farkındalığınız da o kadar artacaktır.
Hava gibi hisset !
Su gibi şekilsiz ol !
Ateş gibi gör !
Toprak gibi dinle !
Sevgilerimle
Ulka Melek