Öncelikle bu gizemli taşı tanıtmak istiyorum; Şungit taşı, %98 karbon, %4 hidrojen ve kükürt bileşiminden oluşmaktadır. Bu oranlar elbette değişkenlik gösterebilir. İçeriğinde ayrıca; molibden, nikel, selenyum, volfram, vanadyum bulunmaktadır. Şungiti gizemli yapansa bu taşın nereden ve nasıl gezegenimize geldiği net olarak bilinmemesi. Şungitin ilk bulunduğu yer olan Rusya’nın, Shunga bölgesidir ve taşımız ismini oradan almaktadır. İlginç olan ise, bu taşın okyanuslarda yaşayan mikroorganizmaların parçalanması sonucu mu yoksa dünyaya milyarlarca yıl önce çarpan bir meteordan mı geldiği bilinemiyor. Bu da taşımızı gizemli bir bölgede bırakıyor.
Şungitin yüksek karbon özelliği ise tam bir temizleme ve yükseliş aracı diyebilirim. Frekansı inanılmaz yükseltiyor. Meridyenleri ve negatifleri temizliyor. Yaklaşık 18. yüzyıldan bu tarafa şifa çalışmalarında kullanılıyor. Yüksek oranda anti bakteriyel özelliği bulunmaktadır, bu sebepten suyu canlandırmak veya arıtmak için de kullanılabilir. Şungitin en sevdiğim tarafı ise fullerenlerden oluşmasıdır. Fullerenler, çok sayıda karbon atomumun birleşmesi ile oluşur, uzun ömürlü antioksidan özelliği gösterirler. Şungitteki antioksidanların ise hücreler üzerinde olumlu etkiye sahipler ve hücre hasarından kaynaklanacak hastalıklarda etkililer.
Diğer önemli özelliği ise aurada ki negatifleri kolaylıkla temizlemesi. Temizleme esnasında taşın etkisini kolaylıkla hissedebilirsiniz. Kolye veya takı olarak kullandığınızda ise aynı etkileri yaşarsınız. Ancak şungit kozmik enerji ile frekansı uyumlu bir taş olduğu için, tepe ve ajna şakra üzerinde etkisi oldukça güçlüdür. Bu da alışkın olmayan kişilere baskı olarak yansıyabilir. Şungitin en güzel faydası ise aşağıda vereceğim bir aura temizleme yöntemi olacaktır;
AURA TEMİZLEME YÖNTEMİ
Öncelikle taşınızı herhangi bir tütsünün dumanına bir kaç dakika tutarak temizleyin ve rahat edebileceğiniz, kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği bir odada sandalyede oturun (bağdaş şekilde oturulması enerji temizliğine engel olmaktadır). Taşı, tepe şakranızdan sırasıyla, ajna, boğaz şakrası, kalp şakrası, solar pleksus, sakral ve kök şakra üzerine çok yavaş hareketlerle yukarıdan aşağıya doğru vücudunuzda gezdiriyorsunuz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; taş vücudunuza değmemeli 10-15 cm uzaklıktan taşı gezdirmelisiniz. İşlem çok yavaş ve acele etmeden yapılmalıdır. Taşın enerjisini hissetmeseniz bile görevini yapacağı için, işlemi yarıda bırakmayın. İşlem sonrası ise taşınızı tekrar tütsü ile temizleyebilirsiniz.
Bu temizleme sonrası ufakta olsa arınmalar yaşayabilirsiniz. Ben bu işlemi yaptığım esnada mutlaka ayaklarımı tuzlu suda bulunduruyorum. Böylece negatifler çok daha hızlı bir şekilde temizleniyor. Çalışmadan sonra ise bir iki damla limon suyu eklenmiş ılık su içiyorum. Bu çalışmayı her iki haftada bir yapabilirsiniz.
Sevgilerimle
Ulka Melek