Herkesten önce, her şeyden önce onlar vardı. Gezegenimizin çocukları, ağaçlar.
Oksijen üretmek, ekosistemi korumak ve bizlere hayat vererek yaşamın devamını sağlıyorlar.
Benim için ağaçlar birer Reiki üstadıdır. Evrende ki pozitif enerjiyi doğrudan kendilerine çekip, toprağa iletirler. Muhteşem bir enerji kanalları vardır. Bu kanallar, yaşamsal döngüde bir çok evrimin ve değişimin de destekçisi olmuştur.
Ağaçların her bakımdan birer canlı olduğunu biliyoruz. Peki frekansları hakkında neler biliyoruz ? Ağaçlar kendi aralarında, kendi frekanslarında konuşabildiklerini yazsam size?..
Çevre Bilimci Suzanne Simard yirmi yıl önce doktora tezinde ağaçların toprak altında yayılmış mantar ağı ile birbirilerine ihtiyaçları doğrultusunda besin gönderdiğini keşfetti. Yani, ağaçların konuşabildiğini.
Evet, her canlı- cansız varlığın frekansı olduğu gibi ağaçların da çok güçlü bir frekansı vardır. Ve bu frekansta konuşabilir ve hissedebilirler. Aynı zaman da DNA’larımızda da ağaçlarla akrabalığımız bulunmaktadır.
Ağaçlara dokunduğunuzda ne hissediyorsunuz? Bu kadim canlılar bizlere bir şeyler öğretmek istiyor sanki. Ekosistemin devamı, hayatın akışı hakkında enerjilerini paylaşmak istiyorlar. Kısacık yaşam döngümüze şahit olan bu canlılara aslında hiç iyi davranmıyoruz.
Bir ağaca sarıldığınızda bedeninizde bulunan tüm negatif enerji doğrudan topraklanacaktır. Dahası, bedeninize şifa enerjisi akmaya başlayacak ve siz bunu doğrudan hissedeceksiniz. Çünkü ağaçlar enerji iletişimi konusunda muhteşemler. İnsanı sakinleştiren ve zihni temizleyen berrak bir ışığa sahipler.
Ormanda dolaştığınızda size sesleniyorlar. Sizi hissetmek, size yaşamın enerjisini vermek istiyorlar.
Bir sonra ki doğa yürüyüşünüzde bir ağaca sevgiyle sarılın ve gözlerinizi kapatın. Sadece pozitif enerjiyi hissedin ve akışa izin verin. Damarlarınızda akan kan kadar gerçek bir deneyim elde edeceksiniz.
Sevgilerimle
Ulka Melek